02 Mayıs 2024 Perşembe

Get Adobe Flash player

images
Zigana Coğrafyası Korumaya Muhtaçdır. Niye. (I)
05.01.2013

 Zigana Coğrafyası Korumaya Muhtaçtır. Niye.

Bilindiği üzere, Karadeniz; cumhuriyetten bu güne yatırım yapılmayan ve yolu olmayan bir coğrafyadır. Sahil yolu dene yalan nihayet 2007 yılında kendini göstermeye başlamış Bolaman tünelleri karayolları tüzüğüne uygun olmasa da, Bolu dağı tünelinden daha da sağlam ayaklara basarak ve düşük maliyetlerle mal olmuştur. Adı çok konuşulan tartışılan ve neredeyse bir dönemin hükümetini yıkan ve doğayı hiçe sayan bu sahil yolu açıldı diyelim açılmış olsun. Açıldı da ne oldu ?

Sahilde yapılan ve sahili yok eden bu yol, inşallah buralara yatırım getirirde, Geri dönmeyecek olan bu tahrip edilen doğanın yok oluşunun karşılığı olarak hiç değilse yöre insanına iş ve aş imkanları sağlanmış olur.

Efendim yolu buradan değilde yukarıdan geçirelim. Diyenlere de diyeceğim bir şey yok. Bırakın beyler Cumhuriyetimizin 82 yılında Karadeniz yol yapsınlar da nerden yaparsa yapsınlar. Demekle doğru değil ama bunca geçen süre biz Karadenizlileri adeta buna mahkum etmişlerdir. Edenler utansın.

Karadeniz deki bütün olumsuzlukları ve gelişmeleri sıralamaya kattığımızda tarih değil tarihler yazarız. Hatta Trabzon Çimento fabrikası gibi doğa ile aykırı olan örnekleri vermek yetinmeyiz bu güzelim Karadenizimizin ekolojik dengesini bozan daha nice aykırılıklara yer veririz. Bunlar bozulan Karadeniz doğasının uç örnekleri değil bilakis kangrenleridir.

Asıl kangren kaybolan Rize mandalinası, yok olan Bafra tütünü, uğruna hükümetler yıkacak olan değirmen dere fındığı, memleketi bir tarafa kendini bir tarafa koyan Rize Çayı bunlar sadece bir kaçı , asıl önemli olan bakir doğanın ve otantik kültürün yok oluşudur.

Yöresel geri kalmışlık bölgesel oluvermiştir. Doğa yol yapılmak uğruna yok edilirken, Aynı yok ediliş Turizm yatırımı yapılacak diyerek bir çok bölgenin Turuzim bölgesi ilan edilmesi arkasından köylünün yerinin ve yaylasının v.s nedenlerle elinden alınması , bir başka rantçıya tahsisi olunması, Hala dahi buralara bir yatırım yapılmaması nasıl açıklanır.

Efendim yaylacılık geleneğini ticari bir sektör yozlaşması olarak gören zihniyetlere ne demeli, burada ekonomi eğitimi aldım diye yöresel ekonomik çöküşün rakamlarla açıklamaya çalışıp sizleri sıkmak istemediğimden bu rakamlara yer vermek istemiyorum. Ancak şu bilinmeliki. Ülkemizdeki rakamlar hele ülkemizde ki ekonomik verilerle ilgili rakamlar düzenlenmiş rakamlalar olduğundan,yörede yaşayan halkımın gerçek durumunu yansıtmamaktadır. Gerçek durum 2006 yılındaki sel felakettin sonunda görülmüştür.

Bu yöredeki tüm vatandaşlarımın durumu ortada , ne teşvik nede mikro bankacılık bu yörede uygulanmaktadır.Uygulanamayacağıda anlaşılmaktadır. Her şey devletten beklenmez son dönemlerin söylevleri bunlar. Gelin bu söylevlere yakından bir bakalım.

Bu Yazi 9393 Defa Okunmustur.
Yorumlar ( 0 ) Onay bekleyen ( 0 )