02 Mayıs 2024 Perşembe

Get Adobe Flash player

images
Mehmet Ali Aydın'ı 3. Yılında Anarken
05.01.2013

 Anadolu’da atın iyisine dor yiğidin iyisine deli derler. Bu yıllardır süre gelen bir değimdir. Özellikle Karadeniz'de, atik, yiğit ve zeki insanlara ve söylemlerini çekinmeden açıklayanlara deli lakabı takınır. Söylediğini yapan bu insanlar yörede çok sevilen ve bilinen kişilerdir. Sözlerinin eri ve kimseleri satmaz tüm insanlara ve insanlığa faydası dokunan insanlar olarak, adam gibi adamlar olarak bilinirler. Bu insanların bu ve benzeri özelliklerini burada sıralamakla bitmez. Biteceği de yoktur.

İşte bu insanlardan biri olan, 1934 yılında gazel ayında ipek yolunun Zigan’a dağı eteklerinde Zigan’a Köyünde bir çiftinin oğlu olarak dünyaya gelen Mehmet Ali AYDIN, doğduğu günden itibaren çalışarak hayatını kazanmış ve bu çalışma hayatını ölene kadarda devam ettirmiştir. Doğumundan geçliğine kadar namı almış yürümüştür. O dönemlerde okumak önce maddi imkan, sonra fazilet ve bir yetenek işiydi işte bu dönemde ilk okulu bitire bilen ender şahsiyetlerden biriydi. O dönemde herkes gibi oda gurbetlere yalın ayak, sırtında bir haşa torbasıyla ( ottan yatak yapmak için) gitti, kısa sürede karayollarında Formen oldu, işte bu formenlik köyündeki bir çok insana karayollarında çalışma imkanı sağlamasına neden oldu. Bilenler bilir. Bilmeyene ne desen nafile. Bir çok ilde iş gereği çalışmasına rağmen ömrünün büyük bölümü doğu Anadolu’da geçmiştir. TCK 12. bölge müdürlüğü o dönem Erzurum ilindeydi halende orda sanırım. Bu bölge müdürlüğünde emekli olana kadar çalışmıştır. İşte bu bölge müdürlüğüne bağlı Şavşat - Oltu Hükam Şantiyesine, 1967 yılında 5 yaşında bende katıldım. Babamla gurbet hayatım işte o yıldan başlar. Daha sonra 1968 de Kars İli Ardahan İlçesine (tabi Ardahan Vilayeti oldu). Yanılmıyorsam TCK 125 şubesinde ailece olduk, ardından Kars – Kağızman, Yine eğitim için yine TCK. 12. Bölge Müdürlüğü’nde Görev Erzurum’a dönüş. Biri kız, 3 erkek evlatla birlikte, onların sadece okumasını isteyen bir baba ve bu isteğinde de başarılı olmuştur.

25 yılık hizmetin arkasından 45 yaşında emeklilik ve ardından müteahhitlik bu süreçte Ardahan – Göle, Ardahan-Kars, Doğubayazıt- Iğdır karayolları sanat yapılarının yapım işi yükleniciliği ve Kars –Ardahan Balçeşme Köyü köprü inşaatı bunun dışında, Köy Hizmetlerinden Trabzon Akçaabat-Karadağ’ı TRT vericisi yolu altyapı inşaatlar yüklenicilikleri. Of Yenicuma belediyesi alt yapı işleri ve böyle devam eden bir liste. Kendi değimiyle, Devlet memuriyetinde 25 yılda kazanamadığını emeklilikte 3,5 ayda kazanma.

Tabiî ki uzun ömrün kısacık satırlara sığması mümkün değil. Zigan’a köyünde Aydın ailesi, Öğretmen ve ağabey Süleyman Aydın, Mehmet Ali Aydın’dan ibaret. Örnek bir dayanışma ve örnek bir amcalık, uzun bir dönem köy ikametgâhlı yaşam arkasından ailece gurbet diyarlarında yaşam mücadelesi ve bu mücadelede tüm çocukları üniversite mezunu yapma buda yetmedi arkasından arkadaşlarına örnek bir dostluk ve kardeşlik köyüne namıyla mütenasip bir unvan bırakma, Anlatılmakla bitmez biteceği yoktur. Bunlar duygusallık değil sadece herkesin bildiği şeyler ama ufacıkta olsa bir iki anıya değinmeden geçmeyeceğim.

1967 yılında ilkokul 1. sınıftayım. Ardahan’da kirada oturduğumuz evin bahçesinde, Tüm aile voleybol oynuyor karşı takım o dönemde öğretmen ve ev sahibimiz Süleyman Aydın ve ailesi tüm Ardahan halkıda voleybol maçını izliyor. (Ve o dönemde filenin sultanlarının ruhu bile yokken, voleybol milli takımının hiçbir başarısı bulunmazken ) Şimdi bir bu günlerden o günlere bakalım ve o tarihte bu durumu bir değerlendirelim. Yorum sizlere o yöreleri bilenlere aittir.

Babamın gençlik yılarında yakın akrabası Sami amcayı bir çam ağacına çıkarır ve altından kesmeye başlar. Sami amca bağırır ama nafile sonunda ağaç kesilir Sami amca ağacın yere düşen kısmının üstünde kalır. Ama o anı o günden bugüne hala gelir.

Yine babam gibi değerli ve şimdide onun gibi rahmetli olan Vahit amca ( mühtehait ) olarak anılan Baba dostu kahvehanede oturur ve babam elinde tüfekle kahvehane kapsına dayanır. Amaç vahit amcayla biraz şaka ve birazda sohbettir. Vahit amca içerde oyun oynamaktadır. Mehmet Ali Sağa sola ateş eder. Herkes dışarı kaçar. Vahit amcada kaçmak ister ama nafile, sen dur der, kahvehane boşanır. Vahit amca içerde kalır. Arkasını döner vuracaksan vur der. Babam elinde barut dolu tüfeği ateşler ve vahit amca arkasından hafif yaralanır. Bunun üstüne kahveden kaçamayacağını anlar oturur. Oyun oynarlar. Buna benzer o döneme ve o insanlara özgü birçok şaka ve bu şakaların dostluk ölçeğini bozmadan devamının olması ve o günden bu güne anılması.

Babam çok memleket canlısı hemşeri yanlısı köylüsünün taparcasına sevini bir adamdı. Bizlere çocuklarım ne olursanız olun ama memleketiniz orijinli olun. Aslınızı inkar etmeyin ve hemşerilerinize mutlaka destek olun derdi. Emin olunki bu uğurda ne gerekirse yapardı. Memleketimizde bir hasta veya bir ölüm var ise babam oradaydı. Haline ve vaktine bakmaz mutlaka gereğini yapardı. Bu durum sadece memleketimizde değil tüm Türkiye satında geçerliydi. Sağ olsun dostları 01.03.2005 yılında sabah saat 5’e doğru amansız hastalığı (KAO) nedeniyle hayata gözlerini yumduğunda, mezarı başındaydılar. Onlara şükranlarımı buradan iletmek isterken, babamı ölümünün 3. yılında rahmetle anarken, inşallah memleketimize ve ülkemize babam gibi yetiştiği kaynaklara, kaynak olacak insanlar yetişir diye dilekte bulunmak istiyorum. 

Bu Yazi 9360 Defa Okunmustur.
Yorumlar ( 0 ) Onay bekleyen ( 0 )